PRİMER HİPERPARATİROİDİ
Uzm. Dr. Pınar Şişman
Bursa Medicana Hastanesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü
Alıntılandığı kaynak: Ünal O K. Tiroid Nodülleri. in Ersoy C (ed) Klinik Pratikte Endokrinolojik ve Metabolik Hastalıklara Yaklaşım. Bursa Tabip Odası Sürekli Tıp Eğitimi Kitabı, Bursa Tabip Odası Yayınları, 2021: 218-226
Özet
Primer hiperparatiroidi (PHPT) hiperkalsemiye eşlik eden yüksek ya da uygunsuz normal parathormon düzeyleri ile karakterize sık görülen bir endokrin hastalıktır. Altta yatan neden sıklıkla paratiroid adenomudur. Her yaş grubunda görülebilmekle birlikte kadınlarda ve 50 yaş üzerinde daha sık görülmektedir. En sık klinik prezentasyonu asemptomatik hiperkalsemi olmakla birlikte hastalık, normokalsemik hiperparatiroididen paratiroid krizine varan geniş spektrumda klinik bulgular gösterebilir. Serum kalsiyum ölçümünün yaygınlaşmasını takiben, günümüzde PHPT’ye bağlı kemik ve böbrek bulgularının görülme sıklığı azalmıştır. Semptomatik hastalarda cerrahi tedavi endikedir. Bununla birlikte 50 yaşından genç, serum kalsiyum düzeyleri normal referans aralığın 1 mg/dl’nin üzerinde, glomerüler filtrasyon hızı 60 ml/dk’nın altında olup osteoporozu ya da vertebral kemik fraktürü saptanan hastalarda asemptomatik dönemde de cerrahi önerilmektedir. Cerrahi kriterleri sağlamayan asemptomatik PHPT’li hastalar periyodik aralıklarla izlenmelidir.
Anahtar kelimeler: Hiperparatiroidi, hiperkalsemi, parathormon, kalsiyum, paratiroid gland,
Summary
Primary hyperparathyroidism (PHPT) is a common endocrine disease characterized by high or inappropriately normal parathyroid hormone levels accompanying hypercalcemia. The underlying cause is often parathyroid adenoma. Although it can be seen in all age groups, it is more common in women and over the age of 50. Although the most common clinical presentation is asymptomatic hypercalcemia, the disease can show a wide spectrum of clinical manifestations ranging from normocalcemic hyperparathyroidism to parathyroid crisis. Following the widespread use of serum calcium measurement, the incidence of bone and kidney findings related to PHPT has decreased today. Surgical treatment is indicated in symptomatic patients. However, surgery is also recommended in the asymptomatic period in patients younger than 50 years of age, whose serum calcium levels are above the normal reference range, whose glomerular filtration rate is below 60 ml/min and who have osteoporosis or vertebral bone fracture. Patients with asymptomatic PHPT who do not meet surgical criteria should be monitored periodically. Keywords: Hyperparathyroidism, hypercalcemia, parathyroid hormone, calcium, parathyroid gland
*Giriş
Primer hiperparatiroidi (PHPT) bir ya da birden fazla paratiroid bezinden aşırı parathormon (PTH) salınımı ile karakterize sık görülen bir endokrin hastalıktır. Altta yatan neden % 85 tek bir paratiroid bezde oluşan adenom, % 15 paratiroid hiperplazisi ve % 1’den daha az oranda paratiroid karsinomlarıdır. Bununla birlikte özellikle ailesel vakalarda tipik olarak multiglandüler hastalık görülebilmektedir (1). PHPT insidansı 100.000 olguda 0,4 ila 82 arasında değişkenlik gösterir (2). Hastalık her yaş grubunda görülebilmekle birlikte kadınlarda ve 50 yaş üzeri kişilerde görülme sıklığı daha yüksektir (3). Hastaların yaklaşık yarısı postmenapozal kadınlardır (2). Çoğu vakada sporadik PHPT’nin altta yatan nedeni bilinmemektedir. Özellikle çocukluk döneminde iyonize radyasyona maruz kalmak risk faktörüdür. Kronik lityum kullanımı da PHPT gelişimine neden olur (4). Tanı: PHPT’nin tüm formlarında, serum kalsiyumunun PTH sentez ve salınımı üzerindeki negatif feedback etkisinde azalma ve/veya paratiroid hücreler üzerindeki kalsiyum duyarlılaştırıcı reseptör sayısında azalma mevcuttur (5). PHPT’de hiperkalsemiye PTH yüksekliği eşlik eder. Bununla birlikte hiperkalsemi varlığında serum PTH seviyesinin normal (> 20 pg/ml) olması PHPT’yi akla getirmelidir. Çünkü malignite ve granülomatöz hastalıklar gibi paratiroid dışı hiperkalsemilerde serum PTH düzeyleri normalin altına iner. Paratiroid dışı kanser kaynaklı ektopik PTH salınımı ise genellikle ileri evre kanserlerde gözlenir ve oldukça nadirdir (6, 7). PHPT’nin en yaygın klinik bulgusu asemptomatik PHPT’dir. Bununla birlikte kalsiyum homeostazındaki değişiklikler paratiroid krizi olarak da adlandırılan şiddetli hiperkalsemiden normokalsemik PHPT’ye kadar geniş bir spektrumda gözlenebilir (8). Ulusal Sağlık Enstitüleri (National Institutes of Health-NIH) Konsensus Paneli PHPT’yi semptomatik ve asemptomatik olmak üzere iki kategoriye ayırmaktadır. Semptomatik PHPT’nin klinik bulguları hiperkalseminin sebep olduğu aşikar kemik hastalığı, böbrek taşı ve nonspesifik gastrointestinal, kardiyovasküler, nöromusküler ve psikiyatrik bozuklukları içerir (3). Mortalite riski artar (9). Günümüzde klasik PHPT prevelansı ABD, Batı Avrupa ve Türkiye’de düşüktür. ABD’inde osteitis fibrosa sistika görülme oranı % 2’lerin altına, aşikar nefrolithiasis görülme sıklığı ise son 70 yılda giderek azalarak % 60’lardan % 20’lerin altına inmiştir (2).
Primer hiperparatiroidinin klasik kemik bulgusu osteitis fibrosa sistikadır. Şiddetli PHPT vakalarında, özellikle paratiroid karsinomlarında görülür. Kemik ağrısına eşlik eden radyolojik subperiostal kemik rezopsiyonu, kafatası kemiklerinde tuz-biber görünümü, kemik kistleri ve uzun kemiklerde brown tümörler ile karakterizedir. Brown tümörler osteoklastik aktivitenin artışına bağlıdır, kahverengi renk oluşumu hemosiderin birikimi nedeniyledir (8). Primer hiperparatiroidinin bir başka kemik bulgusu kemik mineral yoğunluğunda azalmadır. Mineral yoğunluğundaki azalmanın trabeküler kemikten ziyade kortikal kemikte daha fazla olması sebebiyle ön kol ve kalça kemiklerinde bulgular daha sık görülür. Yaş ve cinsiyetle de ilişkili olarak fraktür riski artar (10). Böbrek taşı genel popülasyonda % 1,6 sıklıkta görülmekle birlikte, PHPT’de böbrek taşı prevelansı % 7’ye çıkmaktadır. Genellikle bu taşları kalsiyum fosfat ve kalsiyum oksalat taşları oluşturur ve hiperkalsiüri varlığında taş gelişme riski artar (11, 12). PHPT’li hastalarda böbrek taşları genellikle erkeklerde ve gençlerde görülür (13). Nefrokalsinosis, poliüri, polidipsi ve renal fonksiyon bozukluğu PHPT’nin diğer böbrek bulgularıdır (14). Böbrek taşı olan ve özellikle serum kalsiyum konsantrasyonu normal referans aralığının üst yarısında saptanan bireylerde PHPT akla getirilmelidir. Çünkü PHPT’de serum kalsiyum seviyesi sürekli yüksek seyretmeyebilir ve tekrarlayan ölçümlerde hiperkalsemi saptanabilir. Artmış serum kalsiyum ve PTH seviyelerinin nöropsikolojik fonksiyonları da etkilediği saptanmıştır. Bu etki, kalsiyumun sinapslarda nörotransmiter salınımının düzenlenmesinde anahtar rol oynaması ve dolayısıyla hiperkalsemide bu sürecin değişmesi ile olur. Bununla birlikte PTH’un vasküler etkileri, hiperparatiroidide serebrovasküler fonksiyonların değişmesine, sonuç olarak bilişsel bozukluklara yol açar. Literatürde sınırlı sayıda çalışmada, serum kalsiyum seviyesinin 12 mg/dl’nin altında olduğu ılımlı hiperparatiroidide dahi yorgunluk, anksiyete, depresyon, yaşam kalitesinde düşüş, uyku bozuklukları ve kognitif disfonksiyon saptanmıştır. Birçok gözlemsel çalışmada bu nonspesifik semptomların paratiroidektomi sonrası iyileştiği gözlenmiştir. Bununla birlikte literatürde birbiriyle çelişkili sonuçların bulunması nedeniyle günümüzde pek çok uzman tek başına kognitif ve psikiyatrik semptomların varlığını ameliyat endikasyonu olarak tanımlamamaktadır (15-18). Asemptomatik PHPT ise rutin biyokimya tetkikleri yapılırken serum kalsiyum seviyesinin insidental olarak yüksek saptanmasıyla tanı alır ve tüm PHPT’li vakaların %75-80’ini oluşturur. Hiperkalsemiye özgü semptom bulunmaz ya da semptom olsa bile bu bulgular hipertansiyon, sol ventrikül hipertrofisi, valvüler ya da miyokardiyal kalsifikasyon, peptik ülser, pankreatit, gut, normositer normokromik anemi, anksiyete ve depresyon gibi hiperkalsemi ile ilişkili bulgular değildir (3). Geçmiş yıllarda PHPT’nin klinik ve muayene bulguları daha aşikar iken günümüzde laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinin yaygın kullanımıyla hastalık yaklaşık % 85 oranda asemptomatik evrede iken tanı alabilmektedir (19). Primer hiperparatiroidi (PHPT) ayırıcı tanısı kitabınızda bulunan bölümümüzdeki tablo 1’de gösterilmiştir (20) . Bu tabloya göre ayırıcı tanıda belirgin olan özellikler:
-PHPT: *PTH Yüksek-normal, ya da artmış; *Serum kalsiyumu artmış; *İdrar kalsiyumu (mg/24 saat) normal ya da artmış; *Kalsiyum/kreatinin klerensi 0.01-0.05 (>0.02); *25OHvitamin D normal, düşük-normal ya da düşük
-Malignite: *PTH:düşük (<20 pg/mL):*Serum kalsiyumu artmış:*İdrar kalsiyumu genellikle yüksek: *25OHvitaminD düzeyi: maligniteye bağlı
-, FHH: familyal hipokalsiürik hiperkalsemi: *PTH: normal veya ılımlı artmış; Serum kalsiyumu artmış: *İdrar kalsiyumu genellikle düşük (<100): * Kalsiyum/kre klerensi<0,01:*25OH vitaminD normal
-D vitamini eksikliği ile beraber PHPT: *PTH: artmış; Serum kalsiyumu normal ya da artmış: *İdrar kalsiyumu düşük ya da düşük normal (<200): :*25OH vitaminD düşük (<20)
-Normokalsemik PHPT:*PTH: artmış; *Serum kalsiyumu normal: *İdrar kalsiyumu normal: *25OH vitaminD normal
-D vitamini eksikliğine bağlı sekonder HPT: *PTH:artmış: *Serum kalsiyumu normal, ya da düşük: *İdrar kalsiyumu düşük: *25OH vitaminD düşük (<20)
Maligniteler: Primer hiperparatiroidi ve maligniteler hiperkalsemili vakaların yaklaşık % 90’ını oluşturmaktadır. Malignitelere bağlı hiperkalsemiyi PHPT’den ayırmak genellikle güç değildir. Çünkü maligniteye bağlı hiperkalsemide hem hiperkalsemi saptandığında kanser aşikar hale gelmiştir, hem de PHPT’ye göre serum kalsiyum düzeyleri daha yüksek, hastalar daha semptomatiktir. Biyokimyasal değerlendirmede serum PTH düzeyleri genellikle çok düşüktür. Paratiroid karsinomlarında ise serum PTH bin pg/mL’ye varan düzeylere çıkabilir (20).
• Familyal hipokalsiürik hiperkalsemi (FHH): Ilımlı hiperkalsemiye normal ya da hafif yüksek PTH ve düşük idrar kalsiyum atılımının eşlik ettiği otozomal dominant bir hastalıktır. Çoğu olguda altta yatan neden paratiroid bezler ve böbreklerde kalsiyum duyarlı reseptörde inaktive edici mutasyondur (21). Genç yaş, hiperkalsemi aile öyküsü ve hiperkalsemiye bağlı semptom ve bulguların yokluğu hastalığın karakteristik bulgularıdır (22). FHH’yi PHPT’den ayırmak önemlidir. Çünkü FHH benign bir genetik hastalıktır, paratiroidektomi gerektirmez, paratiroidektomi ile düzelmez (20).
• İlaçlar: PHPT ayırıcı tanısında özellikle tiyazid diüretik ve lityum kullanımı önem arz eder. Tiyazidler renal kalsiyum reabsorbsiyonunu arttırarak ılımlı kalsiyum ve PTH yüksekliğine sebep olabilir. Hidroklorotiyazid kullanan hastalarda PHPT tanısı konulmadan önce ilaç kesilmeli ve testler tekrarlanmalıdır. Lityum ise paratiroid bezlerin kalsiyuma duyarlılığını azaltır. Bununla birlikte idrar kalsiyum atılımını da azaltabilir. Lityum kullanım süresi birkaç yıldan azsa, kesildiği takdirde normale döner. Ancak süre uzadıkça bu olasılık azalır (20).
• Sekonder hiperparatiroidi: Paratiroid bezlerin düşük kalsiyum seviyelerine yanıtı sonucu oluşan serum PTH artışı, artmış intestinal kalsiyum absorbsiyonu ve artmış kemik rezorpsiyonu sonucu oluşan düşük ya da normal kalsiyum düzeyleri ile karakterizedir. Renal yetmezlik, bozulmuş 1,25 dihidroksi vitamin D [1,25(OH)2D] üretimi, kalsiyumun yetersiz alım ya da malabsorbsiyonu, D vitamin eksikliği ve malabsorbsiyona neden olan gastrointestinal hastalıklar sekonder hiperparatiroidi gelişimine neden olur. PHPT’nin başlıca laboratuvar bulgusu serum albumini ile düzeltilerek hesaplanan total kalsiyum ya da iyonize kalsiyum ölçümü ile hiperkalseminin tespitidir (1). Hiperkalsemiye eşlik eden artmış ya da uygunsuz normal PTH varlığında, PHPT’yi taklit eden diğer durumların ekarte edilmesi ile tanı konur (23).
Asemptomatik PHPT’li hastalarda serum kalsiyumu sıklıkla normal referans değeri üst sınırını 1 mg/dl’den fazla aşmaz. PTH düzeyleri normalin 2 katını geçmez. Serum fosforu sıklıkla normal referans aralığın alt yarısında olmakla birlikte PTH’un fosfatürik etkisinden dolayı düşük saptanabilir (24). Ancak zaman içinde asemptomatik PHPT’li hastaların yaklaşık % 30’u iskelet bulguları, nefrokalsinozis ya da nefrolitiyazis gibi bulguları içeren semptomatik PHPT’ye ilerleyebilir (25, 26). Primer hiperparatiroidili hastalarda sağlıklı bireylere göre 25 hidroksi D [25(OH)D]’nin 1,25(OH)2 D’ye dönüşümü daha fazladır. Dolayısıyla serum 1,25(OH)2 D konsantrasyonu normal aralığın üst sınırında ya da yüksek olabilir (25). Hiperkalseminin renal tubuler magnezyum reabsorbsiyonunu inhibe edici etkisi nadiren ılımlı hipomagnezemiye sebep olabilir (27). Çok yüksek PTH seviyeleri ya da eşlik eden böbrek yetmezliği varlığında proksimal tubulde bikarbonat reabsobsiyonunun inhibe olması sebebiyle ılımlı metabolik asidoz gözlenebilir (28). 24 saatlik idrarda kalsiyum ölçümü; PHPT tanısında şart olmamakla birlikte asemptomatik PHPT’li hastalarda renal komplikasyon riskini dolayısıyla tedavi planını belirlemek amaçlı yapılmaktadır. Bununla birlikte hiperkalsemiye normal ya da ılımlı yüksek PTH düzeylerinin eşlik ettiği hastalarda PHPT’yi FHH’den ayırmada fayda sağlar. Artmış idrar kalsiyum konsantrasyonu (> 200-300 mg/gün) FHH’yi dışlar. İdrar kalsiyum atılımı < 200 mg/ gün ise altta yatan neden FHH, PHPT’ye eşlik eden vitamin D eksikliği ya da çok düşük kalsiyum alımı olabilir (29). Kalsiyumun kreatinine klirens oranı (CaCl/CreCl) da ayırıcı tanıda önemli yer tutar. CaCl/CreCl= (idrar kalsiyum x plazma kreatinin) / (plazma kalsiyum x idrar kreatinin). CaCl/CreCl FHH’de < 0.01, PHPT’de > 0.01 saptanır (30). Aşikar PHPT’nin radyolojik değerlendirmesinde kafatası kemiğinde demineralizasyona bağlı tuz-biber görünümü, subperiostal kemik rezorbsiyonu ve brown tümörler görülebilir (12). Yapılan araştırmalarda paratiroid adenomlarının görüntüleme yöntemleri ile preoperatif saptanma oranları çok farklı oranlarda bildirilmektedir. Bu konuda yapılan derlemeler en hassas yöntemlerin ultrasonografik değerlendirme ve MIBI olduğunu göstermiştir (31). Literatürde ortalama sensitivite ve spesifite oranları ultrasonografi için % 56- 100 ve % 40-99 iken MIBI için % 56-100 ve % 83-99 dur (32).
Normokalsemik PHPT: Normokalsemik PHPT ilk kez 2009’da uluslararası bir panelde tanımlanmış olup normal kalsiyum düzeylerine artmış PTH’un eşlik etmesi ile karakterizedir (33). Normokalsemik PHPT tanısı konfirme edilmeden sekonder hiperparatiroidiye neden olan durumlar ekarte edilmelidir. Sekonder hiperparatiroidi nedenleri bu yazının alıntılandığı kitabımızdaki tablo 2’de verilmiştir (34). Bu tabloya göre: Sekonder hiperparatiroidi nedenleri:
-Kronik böbrek yetmezliği (Bozulmuş kalsitriol üretimi, Hiperfosfatemi, Hipokalsemi)
-Azalmış kalsiyum alımı
-Kalsiyum malabsorbsiyonu (Vitamin D eksikliği, Bariyatrik cerrahi, Çölyak hastalığı, Pankreatik hastalık (yağ malabsorbsiyonu))
-Renal kalsiyum kaybı (İdiyopatik hiperkalsiüri, Loop diüretikleri)
-Kemik rezorbsiyon inhibisyonu (Bisfosfonatlar, Denosumab, Aç kemik sendromu)
Normokalsemik PHPT, PHPT’nin erken evresi olabilir ve zaman içinde serum kalsiyum konsantrasyonunda yükselme beklenebilir. Ancak tüm hastaların hiperkalsemik periyoda geçip geçmeyeceği ve bu sürenin ne zaman olacağına dair herhangi bir veri bulunmamaktadır (35).
Tedavi: Primer hiperparatirodinin tedavisi paratiroid adenomu saptanmış hastalarda cerrahi olarak adenomun çıkarılması veya paratiroid hiperplazisi olan hastalarda geride minimal doku bırakacak şekilde paratiroid dokularının tamama yakınının çıkarılmasıdır. Bilateral boyun eksplorasyonu tüm paratiroid bezlerin değerlendirilmesine olanak sağlaması ve kür oranlarını % 95 civarına yükseltmesi nedeniyle altın standart cerrahi yöntem olarak kabul edilir (36, 37). Preoperatif görüntüleme yöntemleri ile lokalize edilemeyen paratiroid adenomlarının operasyonlarında ise kür oranı daha düşüktür (38). Çoğu asemptomatik PHPT’li hastada hiperkalsemi, hiperkalsiüri, kemik hastalığı ve nefrolitiyazis gibi semptomları içeren aşikar PHPT’ye ilerleme gözlenmez ve cerrahi tedavi gereksinimi bulunmaz. Bununla birlikte bazı hastalar progresyon gösterir ve cerrahiden fayda görür (39). Öncelikli hedef progresyon riski olan hastaların belirlenmesidir.
Cerrahi endikasyon kararı; hiperkalseminin olası riskleri ve hiperparatiroidinin semptomatik ve uzun dönemde mortalite ve morbidite üzerine etkileri göz önüne alınarak verilir. Cerrahi öncesi adenomun lokalize edilememiş olması cerrahi endikasyonu değiştirmez (40). Aşağıdaki kriterlerden en az birine sahip olan asemptomatik PHPT’li hastalarda paratiroidektomi önerilmektedir (2).
• Serum kalsiyum konsantrasyonunun üst limitin 1 mg/dl’den fazla olması,
• İskelet bulguları, Kalça, lumbar vertebra veya distal radius alanında kemik mineral yoğunluğu (KMY) T skorunun -2,5 SD’dan düşük olması, Direkt radyografi, bilgisayarlı tomografi ya da magnetik rezonans görüntülemede vertebral kırık varlığı,
• Renal bulgular, Hesaplanmış glomerüler filtrasyon hızının (eGFR) < 60mL/dk olması, 24 saatlik kalsiyum atılımının >400 mg/gün olması, Radyografi, bilgisayarlı tomografi veya ultrasonografik görüntülemede nefrolitiyazis veya nefrokalsinozis saptanmış olması,
• 50 yaşından genç olmak. Cerrahi tedavide amaç paratiroid adenom ya da adenomlarının eksizyonu ve dolayısıyla biyokimyasal kürün sağlanmasıdır.
Çoğu vakada standart yaklaşım bilateral boyun eksplorasyonudur. Böylelikle tek adenomların multiglandüler hastalıktan ayrımı sağlanır. Bununla birlikte cerrahi deneyim, operasyon öncesi görüntüleme yöntemlerindeki iyileşmeler ve operasyon esnasında PTH ölçümü minimal invaziv paratiroidektominin uygulanmasına olanak sağlamaktadır (41). PHPT’ye eşlik eden vitamin D eksikliğinde; paratiroid gland ağırlığı, serum PTH, kalsiyum ve alkalen fosfataz (ALP) daha yüksek, serum fosfor düzeyi ve kemik mineral yoğunluğu daha düşük bulunmuştur (42, 43). Aynı zamanda kemik hastalığı daha şiddetli olup paratiroidektomiyi takiben aç kemik sendromu gelişme riski daha yüksektir. Lumbal vertebra, kalça ya da distal ulnada KMY -2.5 ve altında ya da frajilite kırığı olan ve cerrahi tedaviyi kabul etmeyen ya da cerrahinin yüksek risk nedeniyle yapılamadığı hastalarda antirezorbtif tedavi düşünülmelidir. Cinacalcet ekstrasellüler kalsiyuma kalsiyum duyarlılaştırıcı reseptör (CaSR)’ün duyarlılığını arttırarak serum kalsiyum ve PTH seviyelerinde düşüş sağlayan kalsimimetik bir ajandır. Serum kalsiyum seviyeleri % 70-80 oranında normale gelir. PHPT’nin birinci basamak tedavisinde önerilmemekle birlikte cerrahinin kontraendike olduğu vakalarda ya da tamamen rezekte edilemeyen paratiroid kanserlerinde faydalıdır (12).
İzlem ve prognoz: Cerrahi kriterleri sağlamayan asemptomatik PHPT’li hastalar periyodik aralıklarla izlenmelidir. Bu hastalarda böbrek taşı oluşma riskinden kaçınmak amaçlı yeterli sıvı alımı sağlanmalı, kemik rezorpsiyonunu en aza indirmek amaçlı fiziksel aktivite desteklenmeli ve hiperkalsemiyi şiddetlendirecek tiyazid ve lityum tedavisi, uzun süreli yatak istirahati ve yüksek kalsiyum içeren diyetten (> 1000 mg/gün) kaçınılmalıdır. Yılda bir kez serum kalsiyum ve kreatinin seviyeleri ölçülmeli, her 1-2 yılda bir kalça, vertebra ve ön kol KMY değerlendirilmelidir. İzlemde progresyon saptanan hastalarda cerrahi planlanır (12). Sonuçlar: Şiddetli PHPT kardiyovasküler hastalık sebebiyle mortalitede artışa sebep olur. Ilımlı PHPT’de ise kardiyovasküler mortalite artışına dair net kanıt bulunmamaktadır (44). Primer hiperparatiroidinin kardiyovasküler mortalite üzerindeki artışını ve bu artışa sebep olabilecek hastalığın şiddeti, cerrahi müdahalenin zamanlaması gibi faktörleri net olarak değerlendirmek amaçlı ileri çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır (18). Paratiroidektomiyi takiben fraktür riskinde azalma ile birlikte KMY’nda anlamlı iyileşme gözlenir (45). Böbrek taşı riski de paratiroidektomiyi takiben azalır. Bununla birlikte risk hala genel popülasyona göre yüksek kalır (46).
Kaynaklar:
1. Bilezikian PB, Cusano NE, Khan AA, Liu JM, Marcocci C, Bandeira F.
Primary hyperparathyroidism. Nat Rev Dis Primers. 2017; 2: 16033.
2. Walker MD, Silverberg SJ. Primary hyperparathyroidism. Nat Rev Endocrinol. 2018; 14(2): 115-25.
3. Taniegra DT. Hyperparathyroidism. Am Fam Physician. 2004; 69: 333-40
4. Rao SD. Hyperparathyroidism following head and neck irradiation Arch
Intern Med. 1980; 140: 205–7.
5. Brown EM. Role of the calcium-sensing receptor in extracellular calcium homeostasis Best Pract. Res. Clin. Endocrinol. Metab. 2013; 27:333–43.
6. Mahoney EJ, Monchik JM, Donatini G, De Lellis R. Life-threatening
hypercalcemia from a hepatocellular carcinoma secreting intact parathyroid hormone: localization by sestamibi singlephoton emission computed tomographic imaging Endocr. Pract. 2006; 12: 302–6.
7. Nussbaum SR, Gaz RD, Arnold A. Hypercalcemia and ectopic secretion of parathyroid hormone by an ovarian carcinoma with rearrangement of the gene for parathyroid hormone N. Engl. J. Med. 1990; 323: 1324–8.
8. Silverberg SJ, Bilezikian JP. Evaluation and management of primary hyperparathyroidism. J Clin Endocrinol Metab 1996; 81: 2036.
9. Cope O. The study of hyperparathyroidism at the Massachusetts General Hospital N. Engl. J. Med. 1966; 274: 1174–82.
10. Silverberg SJ, Shane E, de la Cruz L, et al. Skeletal disease in primary hyperparathyroidism. J Bone Miner Res 1989; 4: 283.
11. Rejnmark L, Vestergaard P, Mosekilde L. Nephrolithiasis and Renal Calcifications in Primary Hyperparathyroidism. J Clin Endocrinol Metab.2011; 96: 2377-85.
12. Khan AA, Hanley DA, Rizzoli R, et al. Primary hyperparathyroidism: review and recommendations on evaluation, diagnosis, and management. A Canadian and international consensus. Osteoporosis Int. 2017;28: 1-19.
13. Silverberg SJ, Clarke BL, Peacock M, et al. Current issues in the presentation of asymptomatic primary hyperparathyroidism: proceedings of the Fourth International Workshop. J Clin Endocrinol Metab. 2014; 99:3580–94.
14. Albright F, Aub J, Bauer W. Hyperparathyroidism: common and polymorphic condition as illustrated by seventeen proven cases in one clinic JAMA. 1934; 102: 1276.
15. Ogino K, Burkhoff D, Bilezikian JP. The hemodynamic basis for the cardiac effects of parathyroid hormone (PTH) and PTH-related protein Endocrinology. 1995; 136: 3024–30.
16. Collip JB, Clark EP. Further studies on the physiological action of a parathyroid hormone J. Biol. Chem. 1925; 64: 4485–507.
17. Walker MD. Carotid vascular abnormalities in primary hyperparathyroidism J. Clin. Endocrinol. Metab. 2009;94: 3849–56.
18. Bilezikian JP. Guidelines for the management of asymptomatic primary hyperparathyroidism: summary statement from the Fourth International Workshop J. Clin. Endocrinol. Metab. 2014; 99: 3561–9.
19. Wermers RA, Khosla S, Atkinson EJ, et al. Incidence of primary hyperparathyroidism in Rochester, Minnesota,1993-2001:an update on the changing epidemiology of the disease. J Bone Miner Res. 2006; 21: 171-7.
20. hhttps-www-uptodate-com.contents/primary-hyperparathyroidism-diagnosis-differential-diagnosis-and evaluation?search=primary%20hyperparathyroidism& source=search_result& selectedTitle=1~119&usage_type=default&display_rank=1
21. Fuleihan Gel-H. Familial benign hypocalciuric hypercalcemia. J Bone Miner Res 2002; 17 Suppl 2: N51.
22. Marx SJ, Stock JL, Attie MF, et al. Familial hypocalciuric hypercalcemia: recognition among patients referred after unsuccessful parathyroid exploration. Ann Intern Med 1980; 92: 351.
23. Syed H, Khan A. Primary hyperparathyroidism: diagnosis and management in 2017. Pol Arch Intern Med. 2017; 127(6): 438-41.
24. Silverberg SJ, Shane E, Jacobs TP, Siris E, Bilezikian JP. A 10-year prospective study of primary hyperparathyroidism with or without parathyroid surgery N. Engl. J. Med. 1999; 341: 1249–55.
25. Silverberg SJ, Shane E, Jacobs TP, et al. A 10-year prospective study of primary hyperparathyroidism with or without parathyroid surgery. N Engl J Med 1999; 341: 1249-55.
26. Yu N, Leese GP, Smith D, Donnan PT. The natural history of treated and untreated primary hyperparathyroidism: the parathyroid epidemiology and audit research study. QJM 2011; 104: 513-21.
27. Bolland MJ, Grey AB, Gamble GD, Reid IR. Association between primary hyperparathyroidism and increased body weight: a meta-analysis. J Clin Endocrinol Metab 2005; 90: 1525-30.
28. Hulter HN, Peterson JC. Acid-base homeostasis during chronic PTH excess in humans. Kidney Int 1985; 28: 187-92.
29. Ahmad S, Kuraganti G, Steenkamp D. Hypercalcemic crisis: a clinical review. Am J Med 2015; 128: 239-45.
30. Turner JJO. Hypercalcemia-presentation and management. Clin med.2017;3: 270-3.
31. Bilezikian JP, Khan AA, Potts JT Jr, Third International Workshop on the Management of Asymptomatic Primary Hyperthyroidism. Guidelines for the management of asymptomatic primary hyperparathyroidism: summary statement from the third international workshop. J Clin Endocrinol Metab 2009; 94: 335-9.
32. Norman J, Lopez J, Politz D. Abandoning unilateral parathyroidectomy: why we reversed our position after 15,000 parathyroid operations. J Am Coll Surg 2012; 214: 260-9.
33. Silverberg SJ, Lewiecki EM, Mosekilde L, et al. Presentation of asymptomatic primary hyperparathyroidism: proceedings of the third international workshop. J Clin Endocrinol Metab 2009; 94: 351-65.
34. https://0210ewgw8-y-https-www-uptodate-com.contents/primary-hyperparathyroidism-clinical-manifestations?search=primary%20hyperparathyroidism &source=search_resulT &selectedTitle=3~119&usage_type=-default&display_rank=3
35. Ruda JM, Hollenbeak CS, Stack BC Jr. A systematic review of the diagnosis and treatment of primary hyperparathyroidism from 1995 to 2003. Otolaryngol Head Neck Surg 2005; 132: 359-72.
36. Kebebew E, Hwang J, Reiff E, Duh QY, Clarck OH. Predictors of single-gland vs multigland parathyroid disease in primary hyperparthyroidism: a simple and accurate scoring model. Arch Surg 2006; 141: 777-82.
37. Milas M, Mensah A, Alghoul M,Berber E, Stephen A, Sperstein A, et al. The impact of office neck ultrasonography on reducing unnecessary thyroid surgery in patients undergoing parathyroidectomy. Thyroid 2005;15: 1055-9.
38. Rubin MR, Bilezikian JP, McMahon DJ, et al. The natural history of primary hyperparathyroidism with or without parathyroid surgery after 15 years. J Clin Endocrinol Metab 2008; 93: 3462-70.
39. Sisman P, Gül ÖÖ, Cander S, et al. Sensitivity of localization studies performed by various radiologists in the evaluation of parathyroid lesions. Eur Res J. 2018; 4(2): 112-7.
40. Wilhelm SM, Wang TS, Ruan DT, et al. The American Association of Endocrine Surgeons Guidelines for Definitive Management of Primary Hyperparathyroidism. JAMA Surg 2016; 151: 959-68.
41. Shah VN, Shah CS, Bhadada SK, Rao DS. Effect of 25 (OH) D replacements in patients with primary hyperparathyroidism (PHPT) and coexistent vitamin D deficiency on serum 25(OH) D, calcium and PTH levels: a meta-analysis and review of literature. Clin Endocrinol (Oxf) 2014;80: 797–803.
42. Rolighed L, Rejnmark L, Sikjaer T, et al. Vitamin D treatment in primary hyperparathyroidism: a randomized placebo controlled trial. J Clin Endocrinol Metab 2014; 99: 1072–80.
43. https://0210ewh1e-y-https-www-uptodate-com.contents/primary-hyperparathyroidism-management?search=primary%20hperparathyroidism&source=search_result&selected Title=2~119&usage_type=default&-display_rank=2.
44. Palmer M, Adami HO, Bergström R, et al. Survival and renal function in untreated hypercalcaemia. Population-based cohort study with 14 years of follow-up. Lancet 1987; 1: 59-62.
45. Vestergaard P, Mollerup CL, Frokjaer VG, et al. Cohort study of risk of fracture before and after surgery for primary hyperparathyroidism. BMJ.2000; 321: 598-602.
46. Rejnmark L, Vestergaard P, Mosekilde L. Nephrolithiasis and renal calcifications in primary hyperparathyroidism. J Clin Endocrinol Metab. 2011;96: 2377–85.