Hormonların taşınması: Dolaşıma salgılanan hormonlar, ya taşıyıcı (bağlayıcı) proteinler olarak da
bilinen proteinlere bağlanarak, ya da serbestçe dolaşabilir. Taşıyıcı proteinler, hormon için bir rezervuar görevi görür ve hormonun konsantrasyonunun başlangıç konsantrasyonunun % 50’sine düştüğü süre boyunca hormonun yarı ömrünü uzatır. Serbest hormon, spesifik hormon reseptörüne bağlanacak hormonun aktif formudur. Dolayısıyla, taşıyıcı proteine bağlanan hormon, hormonun biyolojik etki uygulayacak serbest hormon miktarını belirleyerek hormonun aktivitesini düzenlemeye hizmet eder. Taşıyıcı proteinlerin çoğu globulindir ve karaciğerde sentezlenir. Bazı bağlanma proteinleri, (örn; kortizol bağlayıcı proteinler) belirli bir proteine özgüdür. Bazı hormonlar diğer globülin, prealbümin ve albümine de bağlanabilirler. Bu proteinlerin çoğu karaciğerde sentezlendiğinden, hepatik fonksiyondaki değişiklikler, bağlayıcı protein düzeylerinde anormalliklere neden olabilir ve toplam hormon konsantrasyonlarını etkileyebilir. Genel olarak, aminler, peptidler ve protein yapılı hormonlar hidrofilik oldukları için çoğu serbest formda dolaşır. Bununla birlikte, bu kuralın kayda değer bir istisnası, insülin benzeri büyüme faktörünün (insülin like growth factor-I) yüksek afiniteli bağlayıcı proyeinlerden birine bağlanmasıdır. Steroid ve tiroid hormonları lipofilik, yapıda oldukları için hidrofobiktirler ve belirli taşıma proteinlerine bağlı olarak taşınırlar. Bir hormon ve onun taşıyıcı proteini arasındaki etkileşim dinamik bir denge halindedir. Hormon eksikliği veya fazlalığında, bağlayıcı proteine bağlanan hormon düzeyleri değişerek belirtilerin ortaya çıkması bir dereceye kadar önlenebilir. Taşıyıcı protein düzeylerindeki değişiklikleri takiben hormon salgısı tekrar hızla ayarlanır. Örn; hamilelik sırasında plazma kortizol bağlayıcı protein düzeyleri artar. Dolaşımdaki kortizol bağlayıcı protein seviyelerindeki artış, kortizol için artan bir bağlanma kapasitesine ve bunun sonucunda serbest kortizol seviyelerinde bir azalmaya yol açar. Serbest kortizoldeki bu
azalma, kortikotropin salgılayan hormonun hipotalamik salgılanmasını uyarır, bu da ön hipofizden ACTH salgılanmasını ve sonuç olarak ve adrenal bezde kortizol sentez ve sekresyonunu uyarır. Kortizol, sekresyonu arttırılarak, kortizol eksikliği önlenir. (Bkz. Bursa Tabip Odası yayınları, 2021. Ersoy C (Ed). Klinik Pratikte Endokrinolojik ve Metabolik Hastalıklara Yaklaşım STE Kitabı)