Hormon regülasyonunun yaygın yönetimi, negatif geri bildirim döngüsüdür.

Negatif geri bildirim, hormonun yeterli konsantrasyonlarına yanıt olarak hormonun daha fazla sekresyonunun engellenerek hormonun kan konsantrasyonlarının dar bir aralıkta fizyolojik sınırlar içerisinde tutulmasına imkan tanır (1-3). Negatif geri bildirim döngüsünün bir örneği, hipotalamus
ve hipofiz bezinin yönlendirdiği şekilde adrenal bezlerden glukokortikoid hormonlarının sekresyonunun kandaki glukokortikoid konsantrasyonları yükseldikçe, hipofiz bezine ve hipotalamusa negatif geri bildirim mesajları vererek daha fazla yükselmesi engellenir (1-4). Humoral uyaranlar, bir hormonun salgılanmasına veya inhibe edilmesine ve dolayısıyla homeostazı sürdürmesine neden olan, besinler veya iyonlar gibi hormon dışı kimyasalların kan seviyelerindeki değişikliklerdir (1-4). Örneğin, hipotalamustaki ozmoreseptörler, kan ozmolaritesindeki değişiklikleri (kan plazmasında çözünen
madde konsantrasyonu) tespit eder. Kan ozmolaritesi çok yüksekse, yani kan
yeterince seyreltilmemişse, osmo-reseptörler hipotalamusa ADH sekrete etmesi için sinyal gönderir (26). ADH, böbreklerin su geri emilimini arttırıp üretilen idrar hacmini azaltmasına neden olur (26). Bu reabsorpsiyon, kanı uygun seviyeye seyrelterek kan ozmolaritesinin azalmasına neden olur. Kan
şekerinin düzenlenmesi başka bir örnektir (2). Yüksek kan şekeri seviyeleri, pankreastan insülin salınımına neden olur, bu da hücreler tarafından glukoz alımını ve glukozun karaciğerde glikojen olarak depolanmasını arttırır (2,3). Bir endokrin bezi, farklı bir endokrin bez tarafından üretilen başka bir hormonun varlığına yanıt olarak da bir hormon salgılayabilir (1,5). Bu tür hormonal uyarılar genellikle çeşitli hipofiz hormonlarının salgılanmasını kontrol eden salgılayan ve inhibe eden hormonlar üreten hipotalamusu içerir (5). Bu kimyasal sinyallere ek olarak nöral uyaranlara yanıt olarak hormonlar da
salınabilir. Sinirsel uyaranlara yaygın bir örnek, sempatik sinir sistemi tarafından savaş ya da kaç tepkisinin etkinleştirilmesidir (4). Kişi tehlike algıladığında, sempatik nöronlar adrenal bezlere norepinefrin ve epinefrin salgılaması için sinyal gönderir (3). İki hormon kan damarlarını genişletir, kalp ve solunum hızını artırır, sindirim ve bağışıklık sistemlerini baskılar (2). Bu tepkiler vücudun oksijeni beyne ve kaslara taşımasını artırır, böylece vücudun savaşma veya kaçma yeteneğini geliştirir .

(Bkz. Bursa Tabip Odası Yayınları, 2021, Ersoy C (Ed). Klinik Pratikte Endokrinolojik ve Metabolik Hastalıklara Yaklaşım STE Kitabı)