HİRSUTİZM

Alıntılandığı kaynak: Ateş C. Hirşutizm. İn Ersoy C (ed). Klinik Pratikte Endokrinolojik ve Metabolik Hastalıklara yaklaşım. Bursa Tabip Odası Sürekli Tıp Eğitimi Kitabı. Bursa Tabip Odası Yayınları, Bursa 2021;401-412

www.bto.org.tr/yayınlarımız

 

Uzm. Dr. Coşkun Ateş

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

 

 Özet

Hirsutizm androjene bağımlı vücut bölgelerinde terminal kılların aşırı büyümesidir. Genellikle altta yatan endokrinolojik bir bozukluğun göstergesidir. Hirsutizm, hipertrikozisden ayırt edilmelidir. Hipertrikozis, androjenden bağımsız, terminal olmayan vellus tipi kılların büyümesidir. Hipertrikoz ilaçların, kalıtsal faktörlerin, metabolik veya endokrinolojik olmayan bozuklukların sonucudur. Fizik muayenede hirsutizmli kadınları değerlendirirken Ferriman-Gallwey skoru kıllanma artışını ölçmek için kullanılan yaygın bir yöntemdir. Skorun 8-15 olması hafif, 15-24 olması orta, 25 ve üzeri olması şiddetli hirsutizmi gösterir. Polikistik over sendromu hirsutizmin en yaygın nedenidir ve tüm vakaların % 72-82’sini oluşturur. Diğer nedenler arasında non-klasik konjenital adrenal hiperplazi, androjen salgılayan over veya adrenal tümörler, Cushing sendromu, akromegali bulunur. Bir kısım hastada neden idiyopatiktir. Hirsutizmle gelen hastada başlangıçta total testosteronun ve 17 hidroksiprogesteronun ölçülmesi önerilmektedir. 17 hidroksiprogesteron, 21 hidroksilaz eksikliğine bağlı non-klasik konjenital adrenal hiperplazi tanısı için gereklidir. Serum total testosteron seviyesi >200 ng/ dl olan hastalarda adrenal veya over tümörü akla gelmelidir. Tedavide hastaya yaşam tarzı değişikliği önerilir. Kontrendike değilse 6-12 ay oral kontraseptif verilir. Eğer yanıt alınamazsa veya şiddetli hirsutizm var ise antiandrojen tedavi eklenir. Gerekirse kombine antiandrojen tedavi sonra da topikal tedavi verilebilir. Eğer oral kontraseptif kullanılması kontrendike ise başka kontrasepsiyon yöntemleri ile birlikte antiandrojen tedavi verilebilir. Gerekirse kombine tedaviye geçilir ve topikal tedavi eklenebilir. Hasta bu tedavilere ek olarak kozmetik metodları da kullanabilir.

Anahtar Kelimeler: Hirsutizm, hipertrikozis, Ferriman-Gallwey skoru, oral kontraseptif, antiandrojen

Summary

Hirsutism is an overgrowth of terminal hair in androgen-dependent areas of the body. It is usually an indication of an underlying endocrinological disorder. Hirsutism must be differentiated from hypertrichosis. Hypertrichosis is the growth of non-terminal vellus hair independent of androgen. Hypertrichosis is the result of medications, hereditary factors, metabolic or non-endocrinological disorders. When evaluating female patients with hirsutism on physical examination, the Ferriman-Gallwey score is a common method that is used for measuring hair growth. A score of 8-15 indicates mild hirsutism, 15-24 indicates moderate hirsutism, and a score of 25 and above indicates severe hirsutism. Polycystic ovary syndrome is the most common cause of hirsutism, and it accounts for 72-82% of all cases. Other causes include non-classical congenital adrenal hyperplasia, androgen-secreting ovarian or adrenal tumors, Cushing’s syndrome and acromegaly. In some patients, it is caused by idiopathic reasons. When a patient presents with hirsutism, it is recommended to measure total testosterone and 17-hydroxyprogesterone initially. The measurement of 17-hydroxyprogesterone is required for the diagnosis of non-classical congenital adrenal hyperplasia due to the deficiency of 21-Hydroxylase. Adrenal or ovarian tumor should be considered in patients with a serum total testosterone level of >200 ng/dl. The change of lifestyle is recommended to the patient for treatment. Oral contraceptive is administered for 6 to 12 months if there is no contraindication. If there is no response or there is severe hirsutism, antiandrogen therapy is added to the treatment. Where necessary, topical treatment can be administered after the combined antiandrogen therapy. If there is a contraindication regarding the use of oral contraceptives, antiandrogen therapy can be administered together with other contraception methods. Where necessary, combined therapy can be administered, and topical treatment can be added. The patient can also use cosmetic methods in addition to these treatments.

Key words: Hirsutism, hypertrichosis, Ferriman-Gallwey score, oral contraceptive, antiandrogen

 

*Giriş:

Hirsutizm kadın cinsiyette androjene bağımlı vücut bölgelerinde (üst dudak, sternum ortası, karın bölgesi, sırt, kalça gibi) terminal kılların aşırı büyümesidir. Androjenik alopesi eşlik edebilir. Genellikle bir endokrinolojik bozuklukla beraber görülür (1). Hirsutizm önemli bir sorundur çünkü kadınların % 5-10’unu etkiler (2). Depresyona yol açabilir (3). Androjen konsantrasyonun artması, hiperandrojenezim olarak adlandırılır ve hirsutizm, akne, androjenik alopesi, virilizasyona neden olabilir (Tablo 1). Terminal kıllarda erkekler gibi büyüme olan hirsutizm hiperandrojenizmin en önemli tanı kriteridir. Nadir görülen virilizm sadece şiddetli hiperandrojenizm durumunda ortaya çıkar ve tipik olarak sesin kalınlaşması ve klitoremegaliyi içerir (1). Hirsutizm hipertrikozisden ayırt edilmelidir. Hipertrikozis, androjenden bağımsız olarak terminal olmayan vellus tipi kılların büyümesidir. Hipertrikoz ilaçların, kalıtsal faktörlerin, metabolik veya endokrinolojik olmayan bozuklukların bir sonucudur. İlaçlara baktığımızda asetazolamid, sitolapram, siklosporin, glukokortikoidler, metoklorpramid, metildopa, minoksidil, fenitoin, rezerpin, streptomisin hipertrikozise neden olabilir (4). İlaçlar kesildikten haftalar ya da aylar sonra hipertikozis geçer. Anoreksiya nervoza, yetersiz beslenme, dermatomyozit, tüberküloz, hipotiroidi hipertrikozise neden olabilir (5). Kıl foliküllerinin sayısı yaşam boyu değişmez. Ancak folikül boyutu ve tipi androjenler başta olmak üzere çok sayıda faktörden etkilenir. Hirsutizm vücutta sirküle olan androjen konsantrasyonu, lokal androjen konsantrasyonu ve kıl foliküllerinin duyarlılığı ile ilişkili olarak ortaya çıkar (6).

Üç farklı kıl tipi vardır. Lanugo tipi kıl; doğum sonrası yaşamın ilk aylarında kaybolan fetüs derisini kaplayan yumuşak tip kıldır. Vellus ise lanugodan daha büyük, pigmentsiz, çapları 0.03 mm den küçük olan kıl tipidir. Terminal kıl ise uzun çapı 0.06 mm’den büyük, pigmentli ve sert kıl tipidir. Ergenlik döneminde belirli bölgelerdeki vellus tipi kıllar terminal kıllara dönüşmek üzere uyarılır. Hirsutizmde de vellus tipi kıllar terminal kıllara dönüşür (6).

Testosteronun çoğu adrenallerden ve overlerden salgılanır. Küçük bir miktardaki testosteron androjenik öncüllerin özellikle androstenedionun ve dihidroepiandrostenedionun (DHEA) karaciğer, deri ve yağ dokusundaki dönüşümünden kaynaklanır. Testosteronun sadece % 1-2’si serbest formda olup aktif olan formudur. Sadece serbest testesteron dihidrotestesterona (DHT) dönüşebilir (7). DHT ise vellus kıllarının terminalleşmesine neden olur. Daha uzun ve kalın kıllar ile sonuçlanan anajen fazı uzatır. Normal androjen seviyelerinin görüldüğü idiyopatik hirsutizmin abartılı periferik 5 alfa redüktaz aktivitesinden, androjen reseptör polimorfizmlerinden ve değişmiş androjen metabolizmasından kaynaklandığı düşünülmektedir (8). Virilizasyonda ise akne, klitoromegali, ses kalınlaşması, hirsutizm, kas kitlesinde artış, meme dokusunda kayıp, oligomenore, amenore ve temporal kellik görülebilir.

Tablo 1: Hiperandrojenemi ile ilişkili klinik bulgular (9)

Akne

Alopesi

Android alopesi

Kardiyovasküler hastalıklar

Dislipidemi

Glukoz intoleransı/İnsülin direnci

Hirsutizm

Hipertansiyon

İnfertilite

Menstrüel düzensizlikler

 

Hirsutizm çoğunlukla benign proçeslere bağlıdır (Tablo 2). Hirsutizm pilosebase ünitenin aşırı androjene maruziyetini gösterse de, hirsutizm şiddeti ile androjen fazlalığının şiddeti arasında zayıf bir ilişki vardır (11). Birçok ilaç da hirsutizme neden olabilir. İlaç dışında PKOS, adrenal hiperplazi, tiroid disfonksiyonu, Cushing sendromu, androjen salgılayan tümörler etiyolojide yer alır. İdiyopatik hirsutizmde kanda androjen seviyeleri normaldir ve normal ovarian siklus vardır. PKOS’ta ise ovulatuar disfonksiyon ve/veya polikistik over morfolojisi ve/veya biyokimyasal hiperandrojenezim vardır (12). PKOS hirsutizmin en yaygın nedenidir ve tüm vakaların % 72-82’sini oluşturur. İdiyopatik hirsutizm ise daha önce de bahsettiğimiz gibi düzenli ovulasyon ve normal androjen düzeyi olan hastalardaki hirsutizmi tanımlar. Modifiye Ferriman-Gallwey (FG) skoru 8-15 olan yani hafif hirsutizmin vakalarının yarısında neden idiyopatik hirsutizmdir. İdiyoatik hirsutizmin dışlama tanısı olduğu unutulmamalıdır (13). Konjenital adrenal hiperplazi (KAH) etiyolojinin % 2-4 ünü oluşturur. Hiperandrojenizmin en sık adrenal kaynaklı nedenidir. 17 hidroksi progesteron (17 OH PG) yüksekliği ile karakterizedir. Kortizol sentezindeki kusur, öncüleri androjen sentezine yönlendirir. En yaygın olan enzim defekti 21 hidroksilaz eksikliğidir. Klasik olmayan KAH ile PKOS’u ayıran bir klinik semptom yoktur. İki hastalık benzer şekilde prezente olabilir. Klasik KAH doğar doğmaz belirsiz cinsel organlar ve tuz kaybı ile prezente olurken klasik olmayan KAH ergenlik sonrasına kadar asemptomatik olabilir (14). Androjen salgılayan tümörler vakaların sadece % 0,2 sini oluşturur. Bununla birlikte hızlı gelişen hirsutizm, virilizasyon ve palpe edilebilen abdominal kitle olduğunda akla getirilmelidir. Neoplazmlar adrenal ya da over kaynaklı olabilir (13).  Diğer endokrinopatiler nadiren görülürler. Akromegali, izole hirsutizmin nadir bir nedenidir. Genellikle frontal çıkıntı, el ve ayaklarda büyüme, terleme artışı gibi bulgular vardır. Cushing sendromu ise abdominal obezite, aydede yüz, mor stria, kas zayıflığı, akne, pletore, metabolik bozukluklarla prezente olur. Hiperprolaktinemi galaktore, amenore, infertilite ile prezente olur ve yüksek prolaktin seviyeleri tespit edilir. Hipotiroidi ve hipertroidi de nadiren izole hirsutizmin nedenidirler (13). İnsülin direnci ve hiperinsülinemi, overden (ve adrenalden) androjen üretimini artırır ve seks hormonu bağlayıcı globülin (SHBG) seviyelerini azaltarak androjen seviyesini artırır (15).

Tablo 2: Hirsutizm nedenleri (10)

Etiyoloji Klinik Özellikler
Yaygın sebepler
Polikistik over sendromu (PKOS) Obezite, oligomenore, polikistik overler, ultrasonda peripubertal semptomların başlangıcı
Klasik olmayan 21-hidroksilaz eksikliği Yüksek 17-hidroksiprogesteron konsantrasyonu ve PKOS’a benzer prezentasyon
Nadir sebepler
Klasik 21-hidroksilaz eksikliği Sıklıkla bebeklik döneminde teşhis konulur
Androjen salgılayan over tümörleri 30 yaş ve üstü kadında (genellikler postmenapozal) başlar . Hızlı ilerleyen hirsutizm ve virilizasyon
 Androjen salgılayan adrenal tümörler Adrenokortikal karsinom virilizasyonla gelebilir
Ovarian hipertekozis 30 yaş ve üstü kadında (genellikler postmenapozal) başlar. Hızlı ilerleyen hirsutizm ve virilizasyon
Şiddetli insülin direnci sendromu Viriliasyon, amenore, infertilite
Cushing hastalığı Kortizol ve androjen artışı
İlaçlar Egzojen kullanılan androjenler (testosteron)
Akromegali Makrognati, büyümüş el ve ayaklar, baş ağrısı, görme alanı kusuru, kraniyal sinir felci

 

*Tanı: Hirsutizmli olan kadınların çoğu kıllanma artışı nedeniyle kozmetik endişelerle doktora başvururlar. Bu kadınlar önemli bir hastalığa sahip olabilirler. Bu nedenle altta yatan sebebi bulmak için anamnez, fizik muayene ve biyokimyasal değerlendirme gerekir.

İlk soru semptomların süresine yönelik olmalıdır. Yakın zamanda başlayan ve hızla artan hirsutizm veya ergenlik çağında olmayıp ilerleyen yaşlarda görülen hirsutizm androjen salgılayan tümör için şüphe uyandırmalıdır. Değerlendirme de ayrıca sesin kalınlaşması, akne, artmış kas kütlesi, erkek tipi kellik, klitoromegali dahil olmak üzere virilizasyon bulguları açısından hasta sorgulanmalıdır. Hiperandrojenizme sahip birçok hasta düzensiz adet döngüsüne sahiptir. Özellikle PKOS’lu kadınlar adet düzensizliği ile başvururlar. Düzenli adet gören kadınlarda idiyopatik hirsutizm olabilir. Son olarak ilaç kullanımı ile birlikte aile öyküsü, infertilite ve obezite açısından hasta değerlendirilmelidir (16). Fizik muayenede hirsutizmli kadınları değerlendirilirken FG skoru kıllanma artışını ölçmek için kullanılan yaygın bir yöntemdir (Bkz. Alıntı yapılan kitabınızda yer alan konumuzdaki Şekil 1: Modifiye Ferriman-Gallwey skoru) . Bu yöntem vücutta 9 bölgenin değerlendirilmesini ve her bölgenin 0-4’e kadar puanlanması esasına dayanır. Kafkas, Afrikalı, Amerikalı kadınlarda 8-15 hafif, 15-24 orta, 25 ve üzeri şiddetli hirsutizmi gösterir. Ancak farklı etnik gruplar arasındaki genetik farklar, bölgesel hirsutismusun hesaba katılmaması ve hastanın size gelmeden önce lazer epilasyon gibi yönteme başvurması skorun sınırlamalarıdır (17). Hastada akantozis nigrikans ve Cushing sendromu gibi insülin direnci belirtilerinin değerlendirilmesi (cildin incelmesi, aydede yüz, stria, kolay morarma) gereklidir. Virilizasyon belirtilerine dikkat edilmelidir. Abdominal ve pelvik muayene, klitoromegali ve tümör düşünülen vakalarda yapılmalıdır (16).

Laboratuvar: Hirsutizmle gelen kadında başlangıçta total testesteronun ve 17 OH PG ölçülmesi önerilmektedir (Tablo 3). PKOS’u olan kadınlarda total testesteron seviyesi normal veya yüksek olabilir (19). 17 OH PG, 21 hidroksilaz eksikliğine bağlı non klasik KAH tanısı için gereklidir (20). 17 OH PG non klasik KAH’ta adet döngüsü olanlarda foliküler fazda, siklusu olmayanlarda rastgele bakılmalıdır. Bakılan 17 OH PG’nun 200 ng/dl’den yüksek olması durumunda yüksek doz (250 mcg) kosintropin stimülasyon testi yapılmalıdır. Kosintropinden sonra 1500 ng/dl’yi geçen değerlere ulaşılması tanı koydurucudur (20). Serbest testesteron rutin ölçümü önerilmez çünkü analog yöntemle ölçümü doğru değildir. Androstenedionun hirsutizmdeki yeri açık değildir, bazı PKOS’lu kadınlarda yüksek çıkabilir (21,22). Serum total testosteron seviyesi > 200 ng/ dl olan hastalarda adrenal veya over tümörü akla gelmelidir. Normal dehidroepiandrostenedion sülfat (DHEAS) seviyesine rağmen total testosteron seviyesi yüksekse over kaynaklı tümör, DHEAS >700 ng/dl olmasına rağmen total testosteron normalse adrenal tümör düşünülmelidir (23). Hem amenore hem de hirsutizm varsa prolaktin ve tiroid hormonlarına da bakılmalıdır (23). Menstrüasyonun olmadığı veya düzensiz olduğu kadında önce gebelik ekarte edilmelidir (24).

Tablo 3: Hirsutizmde laboratuvar bulguları (27)

(Tablo 3’te kullanılan kısaltmalar: 17OH PG: 17 hidroksi progesteron, PRL: Prolaktin, LH: Luteinizan hormon; FSH: Folikül stimülan hormon, DHEAS: Dihidroepiandrosteron sülfat, KAH: Konjenital adrenal hiperplazi, ACTH: Adrenokortikotropik hormon, USG: Ultrasonografi, BT: Bilgisayarlı tomografi, PKOS: Polikistik over sendromu, N: Normal.)

Tanı Testosteron 17 OH PG LH/FSH PRL DHEAS Kortizol Ek testler
KAH N/↑ N N N/↑ N/↓ ACTH stimülasyon testi
PKOS N/↑ N N/↑LH N/↓ FSH N/↑ N/↑ N Klinik tanı önemli
Over Tümörü N N N N N USG/BT
Adrenal Tümör N N N N/↑ USG /BT
İlaçlar N N N N N N
İdiyopatik N N N N N N
Ailesel N N N N N N

 

Görüntüleme: Over tümöründen şüphe ediliyor ve total testosteron seviyesi >150 ng/dl ise pelvik ultrasonografi önerilir (25). Yüksek DHEAS’ı olup (>700 ng/dl ) tümörden şüphelenildiğinde adrenal kitle için adrenal tomografi istenmelidir (26).

*Tedavi: Non-farmakolojik tedavi: Yaşam tarzı değişikliği PKOS’lu kadınlarda, özellikle aşırı kilolu kadınlarda birinci basamak tedavidir. Vücut ağırlığında % 5’ten fazla azalma testosteronda azalma, seks hormon bağlayıcı globulinde artış sağlar. Tedaviye yanıt 3-6 ayda alınır. Çünkü kıl foliküllerinin ömrü 6 aydır. Tedavi yanıtı FG puanlarındaki iyileşme ile değerlendirilmelidir. Takipte hormonal test gerekli değildir (28).

Kozmetik yöntemler: Tüyleri alma veya daha az görünür hale getirmek (tıraş, ağda vs.) etkili olabilir ve ilaç tedavisine ek olarak kullanılabilir (24).

Kalıcı tüy azaltma; elektroliz ve fotoepilasyon da dahil olmak üzere doğrudan veya mekanik epilasyon yöntemleri kalıcı tüy azaltma teknikleri olarak da adlandırılır. Bu yöntemler her seansta % 10-40 kıl foliküllerinde azalma sağlasa da androjenler tarafından kıl foliküllerinin sürekli uyarılmasıyla yeniden kıllarda büyüme görülebilir. Bu durum ancak farmakolojik tedaviyle önlenebilir (24).

Farmakolojik yöntemler: Her durumda hirsutizmin nedeni tespit edilmelidir. FG skoru tedavinin başında ve her takipte hesaplanmalıdır. Androjen seviyelerinin takibi ile ilgili görüş birliği yoktur (29).

Oral kontraseptifler: Östrojen-progestin kombinasyonları genelde güvenli olarak kabul edilirler. Progestin LH üretimini ve overden androjen üretimini baskılar. Östrojen SHBG’yi arttırarak serbest testosteronu ve diğer SHBG’ye bağlı androjenleri azaltır. Genellikle etinil estradiol (0,03-0,035 mg) ile progestin kombinasyonu ile tedavi başlatılır (29).

Antiandrojen tedavi: Spironolakton, yapısal olarak progestinlerle ilişkili bir aldosteron antagonistidir. Androjen reseptörlerine bağlanmak için dihidrotestosteron (DHT) ile rekabet eder.

Spironolakton ayrıca 5-alfa redüktaz üzerinde inhibe edici bir etkiye sahiptir ve günde 200 mg’dan yüksek dozlarda androjen biyosentezinde yer alan çeşitli enzimlerin etkisini inhibe eder. Başlangıç dozu genellikle günde iki kez 50 mg’dır ve daha sonra gerekirse günde iki kez 100 mg’a çıkarılır. Ana yan etkileri arasında hiperkalemi, düzensiz adetler ve teratojenite bulunur (29).

Finasteride, tip-2 5-alfa redüktaz inhibitörüdür. Tip-1 5-alfa redüktaz inhibitörlerini etkilemediği için finasterid ile sadece kısmi bir inhibitör etki beklenir. Hirsutizm için normal doz günde 5 mg’dır, ancak bazı veriler günde 7.5 mg’lık daha yüksek bir dozun daha etkili olabileceğini düşündürmektedir. Ana yan etki, erkek fetüsün feminizasyonudur, çünkü DHT erkek dış cinsel organlarının gelişiminde rol oynar. Üreme çağındaki kadınlarda kullanıldığında, etkili bir doğum kontrol yöntemi ile birlikte kullanılmalıdır (29).

Flutamid, steroid olmayan bir antiandrojendir. Androjen reseptörlerini bloke ederek DHT’nin bağlanmasını önler. Normal doz günde 250 ila 750 mg’dır ve bu doz etkinlik açısından 100 mg/gün spironolakton veya 5 mg/gün finasteride eşittir. Flutamid, doza bağlı olabilen hepatotoksisiteye neden olabilir. Bu nedenle, birinci basamak tedavi olarak önerilmemektedir. En düşük etkili dozda ve karaciğer fonksiyonunun dikkatli bir şekilde izlenmesiyle kullanılmalıdır (29).

Siproteron, güçlü progestojenik etkilere sahip bir 17 OH PG asetat türevidir. Androjen reseptörü için DHT ile rekabet eder ve serum LH ve overden androjen üretimini azaltır. Kombine oral kontraseptiflerin progestin parçası olarak 2 mg’lık düşük dozda veya monoterapi olarak günde 12,5 ila 100 mg’lık daha yüksek dozlarda kullanılır (29). Kılavuzlar, teratojenik etkiler nedeniyle etkili kontrasepsiyon kullanılmadıkça antiandrojen monoterapisinin kullanılmasını önermemektedir. Doğurganlığı düşünmeyen veya gebe kalamayan kadınlarda, OKS’lerin veya antiandrojenlerin kullanımı hasta tercihine bağlı olacaktır (29).

GnRH agonisti: GnRH tedavisi kombinasyon tedavilerine yanıt vermeyen veya OKS’leri tolere edemeyen kadınlara verilmelidir. Sıcak basması, osteoporoz, atrofik vajinit yapabilir (30). 410 Hirsutizm İnsülin duyarlaştırıcılar İnsülin duyarlaştırıcı ajanlar insülin seviyelerini düşürerek ve dolayısıyla serbest ve biyolojik olarak aktif androjenleri azaltarak etki gösterirler (24). Steroidler Steroidler genellikle klasik 21 hidroksilaz eksikliği olan kadınlarda uzun süreli kullanılırlar. Ovulatuar döngüleri korurken adrenal androjen üretimini baskılar ve hirsutizmi kontrol ederler. 21 hidroksilaz eksikliğinin klasik olmayan formu olan kadınlarda glukokortikoidleri antiandrojenlerle ve OKS ile karşılaştıran çalışmalar, glukokortikoidlerin adrenal androjenleri baskılamada daha etkili, ancak hirsutizmi kontrol etmede daha az etkili olduğunu bulmuştur (29). Efornitin hidroklorür Kıl büyümesi için gerekli olan foliküler poliamin sentezinde hız kısıtlar. Tüylerin büyüme hızını azaltır (24). Cilt kuruluğu ve kaşıntı yapabilir. Günde 2 kez ve sürekli kullanılması gerekir (23).

Tedavi özeti: Hastaya ilk önce yaşam tarzı değişikliği önerilir. Kontrendike değilse 6-12 ay OKS verilir. Eğer yanıt alınamazsa veya şiddetli hirsutizm varsa tedaviye antiandrojen ilaç eklenir. Gerekirse kombine antiandrojen tedavi sonra da topikal tedavi eklenebilir. Eğer OKS kontrendike ise başka bir kontrasepsiyon yöntemi ile birlikte antiandrojen tedavi verilebilir. Gerekirse kombine tedaviye geçilir ve topikal tedavi eklenebilir. Hasta bu tedavilere ek olarak kozmetik metodları da kullanabilir (29).

Kaynaklar:

  1. Rosenfield RL. Clinical practice. Hirsutism. N Engl J Med. 2005; 353(24): 2578-88.
  2. Knochenhauer ES, Key TJ, Kahsar-Miller M, Waggoner W, Boots LR, Azziz R. Prevalence of the polycystic ovary syndrome in unselected black and white women of the southeastern United States: a prospective study. J Clin Endocrinol Metab. 1998; 83(9): 3078-82.
  3. Lipton MG, Sherr L, Elford J, Rustin MH, Clayton WJ. Women living with facial hair: the psychological and behavioral burden. J Psychosom Res. 2006 Aug; 61(2): 161-8.
  4. Bode D, Seehusen DA, Baird D. Hirsutism in women. Am Fam Physician. 2012; 85(4): 373-80. Uzm.
  5. Vulink AJ, ten Bokkel Huinink D. Acquired hypertrichosis lanuginosa: a rare cutaneous paraneoplastic syndrome. J Clin Oncol. 2007; 25(12): 1625-6.
  6. Alonso L, Fuchs E.The hair cycle. J Cell Sci. 2006; 119(Pt 3): 391-3.
  7. Rittmaster RS. Hirsutism [review] Lancet. 1997; 349: 191-5.
  8. Azziz R, Carmina E, Sawaya ME. Idiopathic hirsutism. Endocr Rev. 2000; 21: 347-62.
  9. Gilchrist VJ, Hecht BR. A practical approach to hirsutism. Am Fam Physician 1995; 52: 1837-46.
  10. Barbieri RL, Ehrmann DA. Evaluation of premenopausal women with hirsutism [uptodate]. [https://www.uptodate.com/contents/evaluation-of-premenopausal-women-with-hirsutism/contributors]
  11. Legro RS, Schlaff WD, Diamond MP, et al. Total testosterone assays in women with polycystic ovary syndrome: precision and correlation with hirsutism. J Clin Endocrinol Metab. 2010; 95(12): 5305-13.
  12. Carmina E. The spectrum of androgen excess disorders. Fertil Steril. 2006; 85(6): 1582-5.
  13. Carmina E, Rosato F, Janni A, Rizzo M, Longo RA. Extensive clinical experience: relative prevalence of different androgen excess disorders in 950 women referred because of clinical hyperandrogenism. J Clin Endocrinol Metab. 2006; 91(1): 2-6.
  14. New MI. Extensive clinical experience: nonclassical 21-hydroxylase deficiency. J Clin Endocrinol Metab. 2006; 91(11): 4205-14.
  15. Dumesic DA, Oberfield SE, Stener-Victorin E, Marshall JC, Laven JS, Legro RS. Scientific statement on the diagnostic criteria, epidemiology, pathophysiology, and molecular genetics of polycystic ovary syndrome. Endocr Rev 2015; 36: 487-525.
  16. Mihailidis J, Dermesropian R, Taxel P, Luthra P, Grant-Kels JM. Endocrine evaluation of hirsutism. International Journal of Women’s Dermatology. 2015; 1(2): 90-4.
  17. Ferriman D, Gallwey JD. Clinical assessment of body hair growth in women. J Clin Endocrinol Metab. 1961; 21: 1440-7.
  18. Mofid A, Seyyed Alinaghi SA, Zandieh S, Yazdani T. Hirsutism. Int J Clin Pract. 2008; 62(3): 433-43.
  19. Wild RA, Carmina E, Diamanti-Kandarakis E, et al. Assessment of cardiovascular risk and prevention of cardiovascular disease in women with the polycystic ovary syndrome: a consensus statement by the Androgen Excess and Polycystic Ovary Syndrome (AE-PCOS) Society. J Clin Endocrinol Metab. 2010; 95(5): 2038-49.
  20. Speiser PW. Congenital adrenal hyperplasia owing to 21-hydroxylase deficiency. Endocrinol Metab Clin North Am. 2001; 30(1): 31-59.
  21. Pinola P, Piltonen TT, Puurunen J, et al. Androgen Profile Through Life in Women With Polycystic Ovary Syndrome: A Nordic Multicenter Collaboration Study. J Clin Endocrinol Metab. 2015 Sep; 100(9): 3400-7.
  22. Welt CK, Arason G, Gudmundsson JA, et al. Defining constant versus variable phenotypic features of women with polycystic ovary syndrome using different ethnic groups and populations.J Clin Endocrinol Metab. 2006; 91(11): 4361-8.
  23. Brodell LA, Mercurio MG. Hirsutism: diagnosis and management. Gend Med. 2010; 7(2): 79-87.
  24. Blume-Peytavi U. How to diagnose and treat medically women with excessive hair. Dermatol Clin. 2013; 31: 57-65.
  25. Demidov VN, Lipatenkova J, Vikhareva O, Van Holsbeke C, Timmerman D, Valentin L. Imaging of gynecological disease (2): clinical and ultrasound characteristics of Sertoli cell tumors, Sertoli-Leydig cell tumors and Leydig cell tumors. Ultrasound Obstet Gynecol. 2008 Jan; 31(1): 85-91.
  26. Cavlan D, Bharwani N, Grossman A.Androgen- and estrogen-secreting adrenal cancers. Semin Oncol. 2010; 37(6): 638-48. 27. Hunter MH, Carek PJ. Evaluation and treatment of women with hirsutism. Am Fam Physician. 2003; 67(12): 2565-72.
  27. Ibanez L, de Zegher F. Ethinylestradiol-drospirenone, flutamide-metformin, or both for adolescents and women with hyperinsulinemic hyperandrogenism: opposite effects on adipocytokines and body adiposity. J Clin Endocrinol Metab. 2004; 89(4): 1592-7.
  28. Mihailidis J, Dermesropian R, Taxel P, Luthra P, Grant-Kels JM. Endocrine evaluation of hirsutism. John international journal of women dermatology. 2017; 3: 6-10.
  29. Pazos F, Escobar-Morreale HF, Balsa J, Sancho JM, Varela C. Prospective randomized study comparing the long-acting gonadotropin-releasing hormone agonist triptorelin, flutamide, and cyproterone acetate, used in combination with an oral contraceptive, in the treatment of hirsutism.  Fertil Steril. 1999; 71: 122–8